26 Nisan 2010 Pazartesi

Yorgunluk Gideren Besinler

İŞTE YORGUNLUĞUNUZU GİDERECEK

Belki siz de yorgun oluşunuzdan şikâyetçisiniz. Bu hal, yetersiz dinlenmekten kaynaklanabileceği gibi, beslenme rejiminizden de ileri gelebilir.

Bazı besinlerin yorgunluğu önlediğini biliyor musunuz?

İşte size yorgunluğa karşı son derece etkili olan fi harika besinin listesi:

Harika bir enerji kaynağıdır. Uzun süre çaba harcamanız gerektiğinde işe başlamadan yarım saat önce 2 çorba kaşığı bal yiyin. Eşsiz bir uyarıcıdır.

Uyarıcı, canlandırıcıdır. Mijl Enerji küpü bir meyvedir.

Hat Organizmanın korunma gücü-' nü, bağışıklığını artırır. Günde 3 havuçla harika bir form tutturabilirsiniz.

Güvenilir :sinlerin en.değerlisidir.

Enerji ve canlılık verir.

Bütün besinlerden daha üstün bir enerji sağlayan, vitamin kaynağı bir meyvedir.

Yatıştırıcı etkisi olan, bağırsak faaliyetlerini düzene koyan bir besindir.

Gücünüzü, kuvvetinizi korumanızı sağlar.

Vücudunuzu toksinlerden arıtır ve maden tuzu sağla*.

Zindeleştirici, sindirim yollarında iltihabı önleyici özelliğe sahiptir.

Halsizliğe birebirdir. Kısa bir slre tüketilmek şartıyla uyarıcı, dinçleştirici bir sebze olup, vitamince de zengindir.

Kansızlığa çok iyi gelir.

Kol işçilerine ve yeni doğum yapmış annelere salık verilen, çok yararlı dört dörtlük bir besindir.

Canlandırıcı özelliği tartışılmaz.

Aşırı beden ve zihin Jt yorgunluğunda, iyileşme (ne-kahat) döneminde ve bulaşıcı hastalıklarla mücadelede ideal bir besindir.

Canlandırır, bulaşıcı hastalıklara direncinizi arttırır.

Motor sinirleri üzerinde uyarıcı etkisi vardır.

Kanı yeniler, güç, canlılık verir.

Halsizlik, zihin ve sinir yorgunluğuna karşı ideal bir hububat türüdür.

Obezite ve Aşırı Kilo Alma

Bilindiği üzere beslenme; anne karnında başlayarak yaşamın sonlandığı ana kadar devam eden yaşamın vazgeçilmez bir ihtiyacıdır

Obezite günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sağlık sorunları arasında yer almaktadır. Obezite genel olarak bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye oranının aşırı artması sonucu boy uzunluğuna göre vücut ağırlığının arzu edilen düzeyin üstüne çıkmasıdır.

İnsanın büyümesi, gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için gerekli olan besin öğelerini yeterli ve dengeli miktarda alıp vücutta kullanabilmesidir.

Karın doyurmak, açlığı bastırmak, canının çektiği şeyleri yemek veya içmek değildir.

Günlük yaşamda bireylerin (gebe, emzikli, bebek, okul çocuğu, genç, yaşlı, işçi, sporcu, kalp-damar, şeker, yüksek tansiyon hastalığı, solunum yolu bozuklukları vb.) yaşa, cinsiyete, yaptığı işe, genetik ve fizyolojik özelliklerine ve hastalık durumuna göre değişen günlük enerjiye ihtiyacı vardır.

Sağlıklı bir yaşam sürdürmek için, alınan enerji ile harcanan enerjinin dengede tutulması gerekmektedir.

Yetişkin erkeklerde vücut ağırlığının %15-18'i, kadınlarda ise %20-25'ini yağ dokusu oluşturmaktadır. Bu oranın erkeklerde %25, kadınlarda ise %30'un üstüne çıkması obeziteyi oluşturmaktadır.

Günlük alınan enejjinin harcanan enerjiden fazla olması durumunda, harcanamayan enerji vucutta yağ olarak depolanmakta ve obezite oluşumuna neden olmaktadır.

Buna paralel olarak, günümüz teknolojisindeki gelişmeler, yaşamı kolaylaştırmakla birlikte, günlük hareketleri önemli ölçüde sınırlamıştır.

Anlaşılacağı üzere obezite; besinlerle alınan enerjinin (kalori) harcanan enerjiden fazla olması ve fazla enerjinin vücutta yağ olarak depolanması (%20 veya daha fazla) sonucu ortaya çıkan, yaşam kalitesini ve süresini olumsuz yönde etkileyen bir hastalık olarak kabul edilmektedir.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından da obezite, sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanmıştır.

Kadınlar İçin Hamilelik Önerileri

Hamile kalmaya karar veren kadınlar vücudunuzu hamileliğe hazırlayın! Sigarayı bırakın. Sigara; düşük, ölü doğum, erken doğum ve düşük doğum tartılı bebek gibi riskleri arttırır. Bunun yanı sıra sigara özellikle çocuğunuzun yeni yürümeye başladığı dönemleri ve hatta sonrasını da etkiler. Bu etkilerin en başında ise; solunum yolları hastalıkları gelir.

kadınlar için hamilelik önerileri

İçkiyi kesin. Çok fazla alkolden uzak durun; fakat az miktarda alkolün döllenmeyi arttırdığı da kanıtlanmıştır.

Kilonuza dikkat edin. Çok fazla kilolu olmamak gebe kalmayı kolaylaştıracağı gibi, hamilelik döneminizi de rahat geçirmenizi sağlayacaktır. Düzenli yapılan rejimler hamilelik sırasında güvenlidir ve bazen gerçekten çok kilolu kadınlara tavsiye bile edilir, ama tabii her zaman doktor kontrolünde olmak şartıyla. Çok zayıf olmak, döllenme şansını azaltır; fakat çok kilolu olmakta hamilelik sırasında oluşabilmesi muhtemel hastalıklar (yüksek tansiyon, diyabet gibi) riskini çok büyük miktarda arttırır.

Sağlıklı bir hamilelik için düzenli doktor kontrollerini ihmal etmeyin. Folik asit içeren gıdalar tüketin. Folik asit(folate olarakta bilinir) içerdiği büyük ölçüdeki B vitamini ile Nöral tüp defektini (örn; spina bifida) engelleyen bir yapıya sahiptir. Folik asidi hamile kalmayı denemeden önce alınmaya başlanması tavsiye edilir çünkü Nöral tüp defekti rahatsızlığı genellikle hamileliğin başında ortaya çıkarlar. Önerilen doz ise; günde 400 mikrogramdır. Folik asit; koyu yeşil sebzelerde, portakalda ve kahvaltılık mısır gevreklerinde bulunur.

Hamilelik (Gebelik) Dönemi ve Depresyon

KADIN OLMAK VE DEPRESYON

Depresyon tüm toplumlarda kadınlarda daha sık görülmektedir. Kadının; biyolojik yapısı, ruhsal özelliği, kişilik yapısı, sorunlarla başa çıkma yolu, toplumsal ve kültürel yolu ile cinsel kimlik rolü kadını depresyona daha yakın kılmaktadır.

Şikayeti olan kadınlar, sorunlarına çözüm bulmak için uzman birine başvurma eğilimi içindedirler. Erkekler ise, yardım konusunda daha isteksiz olurlar ve genellikle alkole başvurarak sorunu çözme eğilimi yüksektir.

Yapılan çalışmalar, kadında ebeveynlikle ilgili olayların ve ilişki sorunlarının ruhsal durum üzerindeki etkisinin, erkeklerden daha yüksek olarak göstermiştir.


HAMİLELİK VE DEPRESYON

Ebeveynliğin başlangıç dönemi olan hamilelik ve sonrasında ki annelik sorumluluğu oldukça uzun bir dönemdir. Hamilelik döneminde genel inanç, bu dönemin duygusal açıdan son derece rahat bir dönem olduğudur. Fakat yaşanan hormonal değişiklikler, sorumlulukların artması, bedensel değişimler bazı gebe kadınları olumsuz etkilemekte ve depresyona zemin hazırlamaktadır.

Depresyonun, genel olarak 25-44 yaş arasında artış oranı yüksektir. Daha önce depresyon geçiren kadınların, hamilelik dönemi yaşarken tekrar depresyona girme oranı yüksektir.

Gebelikte, zaman zaman gebeliğin belirtileri ile depresyon belirtisi birbirine karışabilir. Gebelikte; uyku değişikliği, iştah değişikliği, kilo kaybı, yorgunluk, duygusallık gibi değişimlere sık rastlanır. Depresyonda da buna benzer belirtiler vardır. Bu sebeple, hamilelik döneminde depresyon tanısı koymak oldukça zordur. Genel olarak hamilelikte depresyon kadının gebelik haberini aldıktan sonraki 3 ay içinde çok daha sıklıkla görülür.Bu sebeple, ilgili kişinin çevresi tarafından bu dönemde iyi gözlemlenmesi gerekir.

Bu durumun depresyon olarak algılanabilmesi için bu kişilerde duygudurum değişimlerine bakılır. Kadın, 15 gün ve üstü zamanda büyük bir karamsarlık içinde olur, isteksizdir, hayattan zevk almaz, suçluluk ve yetersizlik duygusu yaşar ve şiddetli sıkıntı hali içindedir. Kadında özellikle, taşıdığı bebekle ilgili kaygılar oluşur.

Bunun yanısıra hamile kadınların, % 64’ünün vücudunun farklı bölgelerinde, nedeni belirsiz homatik ağrılar görülür. Baş ağrısı, mide ağrısı ve karın ağrısı gibi ki bunlar gebelik depresyonu içinde sıkça görülür.

Gebelik döneminde, kadınların %40’ından fazlasında ölüm yani kendine zarar verme düşüncesi belirebiliyor. Bu kişiler, intihara eğilimlidir.

Bunun yanısıra; bebeği kaybetme düşüncesi, bebeğin sağlığı ile ilgili kaygılar, daha önce mevcut düşüklerin tekrarlanması düşüncesi, ani ilişki problemleri, çiftin içinde bulunduğu sosyo-ekonomik durum, iş kaybı gibi endişeler depresyon döneminde kadını oldukça zorlar.

Hamilelik döneminde, alkol ve sigara kullanımı, kadının depresyona girme ihtimalini artırır.

Genel olarak bakıldığında; hamilelik depresyonuna, hamilelik sonrası depresyondan daha az rastlanır.

Hamilelik dönemindeki depresyon tedavisi, uzman bir psikiyatrist desteği ile kolaylıkla yapılmakta ve kadının sağlıklı bir gebelik ve annelik dönemi geçirmesi sağlanabilmektedir. Bu konuda, uzman psikiyatrisin yapacağı tespitle, hem ilaç hem de terapi ile tedavi yönetilebilir. Hamilelik döneminde kullanılan olan ilaçlar, gebe kadını zaman zaman endişelendirmektedir. Ancak bugün bu dönemde kullandığımız özel ilaçlar bulunmaktadır. Bunlar, hamilelik döneminde anne ve bebeğe tehlike yaratmaz ve gebe kadının ruhsal dünyasında ona rahatlık sağlayarak mutlu bir hamilelik dönemi geçirmesini sağlar.

Hamilelikte, depresyonun tedavisi yapılmaz ise gebenin yaşadığı sıkıntılar ile bebeğini kaybetme ihtimali artar. Bunun yanısıra kadının yaşadığı duygudurum değişimleri ile hem kendi iç dünyasında hem de aile yaşamında ciddi sıkıntılar oluşabilir.

Zirve100 Sayac

sağlık sağlık Zirve100 Site istatistikleri
Zirve100 Sayac